Merhabalar;
İlk olarak ele almak istediğim konu sağlık çalışanlarının kendi arasında örgütlenmesinin önemidir. Ancak bazı nedenlerden (kendimize göre haklı olduğumuz) dolayı örgütleşmemizin zorlaştığını görüyoruz. Bu konuda öncelikle öğrenmemiz gereken örgüt ve örgütlenmenin ne demek olduğudur.
Örgüt: Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat. (TDK)
Örgütlenmek: Örgütlenme işine konu olmak, teşkilatlanmak.
Tanımlara bakılınca örgütlenmek kolay gibi görünüyor olsa da içinde bulunduğumuz şartlar neticesinde ortak amaçlar gütsek de sağlık emekçileri olarak örgütlenemiyoruz.
Peki Neden?
Örgütlenmiyor olmamıza Bülent Karakuş’un “Mesleki Örgütlenme” yazısındaki mesleğimize ilişkin nedenlerinden bakalım;
- Meslek örgütlerimizde eskiden bu yana sadece belli bir görüşün yer aldığı ve temsil edildiği inanışı..
Evet, hemşire ve ebeler toplumda bu inanışla çok karşılaşırlar. Özellikle ebeler, sadece evde doğum yaptıran, teknolojiyi yeterli kullanamadıkları düşünülür. Oysa üniversitelerde alınan eğitimlerde hemşireler ve ebeler teknolojik aletlerle en uygun bakımı verme konusunda donanımlıdırlar.
- (1. maddenin devamı niteliğinde) O görüşün içinde de sürekli olarak belli grupların çekiştiği anlayışı..
Aslında bu maddeki çekişme konusuna yabancı değiliz. Hepimizin ortak çalışma alanı olan hastanelerde bazen bu durumla karşı karşıya kalıyoruz. Hemşireler, ebeler doktorların asistanı, yardımcısı gibi görülüyor. Oysa ki hemşirelerin, ebelerin, doktorların odak noktası aynı: HASTA. Hastanın durumunu, psikolojisini imkanlar dahilinde en iyi duruma getirmek amacımız. Ancak kendi yetki ve sınırlarımızı bilmemekten, kullanmamaktan böyle bir hiyerarşi ile karşılaşıyoruz. Oysaki biz sağlık çalışanları olarak bir beden gibiyiz. Bazılarımız bedenin beyni, bazılarımız gözü, kulağı, bazılarımız kolu, bacağı.
Bizler çok iyi biliyoruz ki bedenin bir yerindeki aksama tüm bedeni etkiler.
Bu yüzden yetki ve sınırlarımızın farkında olup, hiyerarşiye gerek duymadan sağlıklı bir beden gibi hareket etmeliyiz.
Canlı bir örnek olarak örgütlenme ile ilgili 2007 yılında Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde 102 hemşire ve ebeyi kapsayan araştırmanın verilerine bir göz atalım;
Araştırmaya katılan hemşire ve ebelerin mesleki bilinci; %34,3 ile mesleğe sahip çıkmak olarak nitelendirdikleri ; %90,2’sinin bu bilince sahip olmadığını belirttikleri bunun nedeninin ise %35,9 oranıyla mesleğin getirdiği olumsuz durumlara bağlandığı saptandı.
Çalışmaya katılan hemşire ve ebelerin %92,1’inin mesleki örgütlenmeyi gerekli gördüğü halde %37,3’ünün herhangi bir mesleki örgüte üye olmadığı belirlendi.
Katılımcıların mesleki örgütlenme bilincini artırmaya yönelik önerileri arasında %24,5 oranıyla mesleki örgüt tanıtımlarının iyi yapılması ve çalışma koşullarının düzeltilmesi isteği ilk sırada yer aldı.
Bu veriler ışığında biz sağlıkçıların yapması gereken öncelikle örgütlenmekten korkmamak. Ortak amaçlarımızın farkına varıp bir bütün halinde hareket etmek. Mesleki bilincimizi kavrayarak, çalışmalarımızı akademik ve bilimsel açılardan zenginleştirerek çalışma koşullarımızı ve mesleğimizin değerini daha yukarılara taşımalıyız.
Sağlıkla kalın.