Kanser, kişinin kendi bedeninin kendini yok etmesini simgeleyerek nereden geldiği belli olmadan ve uyarmadan vuran bir hastalıktır. Kanser olgusu, tıbbi-fiziksel bir hastalık olduğu gibi, ruhsal ve psikososyal etkileri de olan bir sorun haline gelmektedir. Kişi, gerçeği kabul edip başarılı baş etme yöntemleri geliştirmeye mecbur olduğu bir dönem yaşamak zorunda kalmaktadır. Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde ortaya çıkarak, bedenin yaşamla olan ince bağının ve bireyin kendi bedeni üzerindeki kontrol kaybının anormal durumunun göstergesidir. Bununla beraber kanser tanısı kadar kanser tedavisi, hastalığın seyri ve nüksler de ruhsal sıkıntının artmasına yol açmaktadır (1,2).
Kanser tanısı sonrası ortaya çıkan tepkiler kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Elizabeth Kübler Ross kanser hastalarında görülebilecek psikolojik tepkileri beş aşamada tanımlamaktadır;
Şok ve İnkâr; Hastanın kanser tanısını öğrendiğindeki ilk tepkisi “şoke olma” ve “inanmama”dır. Şok durumu atlatılmaya başlandığında kişi hasta olduğuna inanmayarak hastalığı inkâr eder.
Öfke; Hasta inkâr dönemini atlatıp ciddi bir hastalığının olduğunu kabullendiği zaman başkaldırma, öfke, haset ve içerleme dönemine girmektedir.
Pazarlık; Bu dönemde hasta işbirliği yaparak, biraz daha zaman için tedavilere uyum, gerekenleri yapma ve çaba göstermeye başlar.
Depresyon; Uzun süren kontroller, incelemeler ve bunların sonuçlarının beklenmesi, organ kaybı, hastalığın tekrar etme korkusu, hayat kalitesinin düşmesi gibi nedenlerden ötürü depresyon gelişmektedir.
Kabullenme; Hasta ne öfkeli nede üzgündür. Sanki ağrısı yok olmuştur, savaş bitmiştir. “Uzun yolculuktan önceki son istirahat” zamanıdır (3,4).
Kanser, fiziksel güç, rol, beklentiler ve geleceğe ilişkin bir kayıp olarak algılanınca, hasta depresif bir tepki gösterebilmektedir (5).
Depresyon kanser hastalarında ikinci sıklıkla görülen psikiyatrik bozukluktur. Son dönemde yapılan çalışmalarda kanser hastalarında depresyonun %58’e kadar varan sıklıklarda görüldüğü belirtilmektedir. Kansere bağlı depresyonlarda daha sık uyku bozukluğu, iştahsızlık ve kilo kaybı, anksiyete, çaresizlik ve gelecekle ilgili kaygılar hissettikleri bildirilmektedir (1,6).
Kanser tanısı ile izlenen hastalarda depresyon gelişimindeki faktörler;
- Tıbbi süreçlerin nörolojik sisteme etkileri,
- Tanı ve tedavi sürecinin kaygı ve yas oluşumunu tetiklemesi,
- Tedavide kullanılan ilaçların yan etkilerinden biri olarak depresyona neden olması,
- Hastaların kişilik özelliklerinin depresyon oluşumunu etkiler nitelikte olması,
- Fiziksel hastalığın şiddeti, fonksiyon kayıpları ve bu kayıpların algılanış şekli, hastada hissettirdikleri,
- Prognozun kötüye gitmesi,
- Ağrının kontrol edilememesi,
- Alkol ve madde kullanımının olması,
- Sosyal izolasyonunda etkisi (1).
Sonuç olarak kanser, beklenmedik bir anda karşılaşılan olumsuz bir yaşam olayıdır. Sağlığın kaybı, kansere eşlik eden üzüntü depresyonun önemli nedenleridir. Kanser tanısı almak, bir kişinin hastalık deneyimi sırasında ve çeşitli zamanlarda üzüntü ve depresyon duygularının yaşanmasına neden olmaktadır (7).
Kaynaklar
- Özkan S, Armay Z, Psiko-Onkoloji, 1. Baskı, Novartis Oncology, İstanbul, Aralık 2007:18-73.
- Yıldırım S, Gürkan A, Psikososyal Açıdan Kanser ve Psikiyatri Hemşiresinin Rolü, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi. 2010: 26 (1) : 87-97.
- Mete H E, Önen Ö, Kanserli Hastalarda Depresyon, Duygu Durum Dizisi, 2001:4:184-191.
- Güveli H, Oflaz S, Yenilmez D, Atagün İ. M, Kanser ve Psikiyatrik Komorbidite, Türkiye Klinikleri J Psychiatry-Special Topics,2014; 7(4).
- Özkan S, Kanserli Hastada Psikiyatrik ve Psikososyal Destek. İçinde: Kanser Hastasına Yaklaşım, Mandel MN, Onat H, (Çeviri editörü). 2. Baskı, İstanbul, Nobel Tıp Kitapevleri, 2011:533-540.
- Yıldırım S, Gürkan A, Psikososyal Açıdan Kanser ve Psikiyatri Hemşiresinin Rolü, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi. 2010: 26 (1) : 87-97.
- Clark J E, (2008), You Have The Right to be Hopeful, A Publication of the National Coalition for Cancer Survivorship, Fourth Edition, 2008:7