Yazar: Andaç Güçlü
Birçoğumuzun korkulu rüyası olan YGS ve LYS’den sonra hayatımıza yön verecek meslek seçimimizi yapacağımız sıkıntılı bir süreç olan üniversite tercih dönemine gireceğiz.
Basit bir şekilde “Hangi mesleği yapmak istiyorum?” sorusunun cevabını arıyoruz. Hayatımızın dönüm noktası olarak gördüğümüz bu tercihleri yaparken gerçekten istediğimiz bölümleri yazmamız ilerleyen süreçlerde sıkıntı çekmemizin önüne geçecektir.
Bunu neden söylüyorum?
Çünkü hemşirelik; çoğu zaman en alt sıralara yazılan, – en olmadı hemşire olurum- garanti meslek diye düşünülen, 30 tercih arasında açıkta kalmamak için bir alternatif olarak görülen ve maalesef ki bahtsız arkadaşımızın onca farklı tercih arasında kendini kurtarma amaçlı yazmış olduğu bölümdür.
Asıl sorun bundan sonra başlıyor. Okulun ilk günü nereye düştüm ben bakışlarıyla fakültede gezinilir, hemşirelik sevilmez ve mecburen okumak zorunda kalınılır.
Oysaki hemşirelik özveri, sevgi, şefkat, yaratıcılık, profesyonellik gibi bir çok duygu ve becerinizin bir arada harmanlanıp insanları dokunuşlarınızla iyileştirebileceğiniz profesyonel bir meslek grubudur.
Hemşirelik eğitimi Türkiye’de lisans düzeyinde yapılmakta olup, -yer yer kapatılması istenen sağlık meslek liseleri de vardır – Sağlık Yüksekokulları Hemşirelik Bölümleri, Sağlık Bilimleri Fakülteleri (SBF) Hemşirelik Bölümleri ve Hemşirelik Fakülteleri (HF) olmak üzere 4 yıllık (hazırlık bölümleri hariç) teorik ve uygulamalı bir eğitim öğretim sürecini kapsamaktadır.
Bunlar arasındaki farklar ne diye sorduğunuzu duyar gibiyim;
- Sağlık Yüksekokulları YGS-2 puan türünden
- SBF ve HF ise MF-3 puan türünden öğrenci almaktadır
Her üçünden de mezun olurken hemşirelik lisans diplomasına sahip olmaktasınız, yüksekokul fakülte diye ayırılmasının nedeni akademik kadro yeterliliği ve üniversite yapılanmasıyla alakalıdır. Fakültelerin akademik kadroları yüksekokullara göre daha fazladır. Bu da öğrencinin farklı akademik unvanlara sahip hocalardan daha kaliteli bir eğitim alacağı anlamına geliyor diyebiliriz.
Hemşirelik eğitimi üniversitelerde çok farklı isimlendirilen fakat temelinde aynı içeriğe sahip dersler ve çeşitli programlar altında verilse de temelde; Anatomi, Fizyoloji, Histoloji, Farmakoloji, Hemşirelik Esasları, İç Hastalıkları Hemşireliği, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği, Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği, Çocuk Hastalıkları Hemşireliği, Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği, Halk Sağlığı Hemşireliği, Hemşirelikte Yönetim ve Hemşirelikte Öğretim gibi ana dersler ve bunların yanında çeşitli hemşireliğe özgü seçmeli dersleri kapsayan bir müfredat programına sahiptir. Bu sayılan derslerin teorik, laboratuvar ve staj dediğimiz uygulama eğitimini almaktasınız.
Müfredatı oldukça yoğun olan hemşirelik bölümünü seçtiğinizde aman ben gezeyim son gün çalışırım dediğiniz o dersten genellikle kalmaktasınız.
Yoğun bir teorik ve pratik eğitim verilen bölümde, “Bunun nedeni nedir?” veya “Bunu neden böyle yaptın?” sorularının cevaplayamama gibi bir lüksünüz yoktur çünkü insanlar üzerine uygulama yapmaktasınız ve küçük bir hatanızın onun hayatına mal olacağını unutmamanız gerekir.
Çok çeşitli vakalar, ameliyatlar görme imkanınız olduğu gibi bir evladın annesinin kollarından kayıp gidişini, bir babanın haykırışlarını, bir çocuğun çaresizliğini yaşayıp onların yanında olmanız gerektiğini hatırlatmak isterim.
Evet içinizi çok karartmış olabilirim belki ama amacımda tam olarak bu idi.
Çünkü hemşirelik bölümü 30 tercih arasına yazılacak sizin kurtarıcınız veya alternatifiniz olan bir tercih değildir, olduğunu düşünmekten vazgeçmelisiniz!
Hemşirelik, beraberinde çok ciddi sorumluluklar getiren bir meslektir ve bu bölümü sevmeden okumanız oldukça zordur.
Ama ben sizi bir bebeğin etrafa boş bakışları ve hafif tebessümü, bir hastanızın size olan iyi dileklerini, gün geçtikçe iyileştiğini gördüğünüzde sahip olacağınız mutluluk ile selamlıyor, sağlıklı günler diliyorum..