Hemşirelik, 3 Haftalık Tatil, Zaman ve Enerji Yönetimi, Etkileşim ve Yapılacaklar Listesi

Merhaba sevgili dostlar,

Öğrenciyken hep boş günümün olmasını isterdim. Öğrencilik bitti iş hayatına atıldım. İş hayatına girince daha fazla bir şeyler ile meşgul olunca öğrencilik yıllarımın aslında boş zamanlarımdan ibaret olduğunu gördüm. Bunun nedenini ise daha sonra anladım. Nedeni özünde zaman ve enerji yönetimini bilmediğimden kaynaklanıyordu. Bu arada iyi bir öğrenci olduğumu düşünüyorum. Yani günde ortalama 2 makale okuyan ve tasarım yapan biriydim.

Tabi.. Mezun olalı 5 buçuk yıl geçmiş. Zaman ve enerji yönetimi konusunda hayat bize deneyim kazandırdı. Onları uygulayarak hayatıma devam ediyorum. Amacım hayata değer ve anlam katacak bir üretimin içinde olmak ve akış içerisinde mutlu olmak..

Zaman göreceli bir kavram. Herkes farklı anlamlar yüklediği için herkes için farklı bir hıza sahip. Yine de 24 saatlik bir zaman dilimine sahibiz. Ve ne kadar hızlı da geçse yavaş da geçse geri dönüşü yok. Yani 10 dakika önce yaşadığınız bir ana hiç bir şekilde dönemezsiniz. Zamanda yolculuk vs yapılabilir belki ama şu anlık sizin bağlamınıza uygun değil. Bazen hayatımda zihinsel zaman yolculuğu yapıyor ve zaman genişlemesini kullanıyorum. Bu konulara ayrı bir mecrada veya ayrı bir ortamda tekrar değiniriz.

Bende sedef hastalığı var. Sanırım 17 yıldır benimle.. Sedef hastalığının iyi yönlerini de gördüm kötü yönlerini de. Bazen bir hastalık çok öğretici olabiliyor. Göğsümün tam ortasında (sternumun ve iki meme ucunun ortasında) yaklaşık 2 cm çapında bir sedefim var. Enerji ve zaman yönetimini yapabildiğim zamanlarda kızarıklık hiç yok. Fakat o dengeyi hayatımda kaybettiğimde kızarıklık başlıyor. Yani vücudum bana bir şeyler yolunda değil. Düzel diye uyarı veriyor. Hemşirelik öğrencisi iken böyle olduğu anlarda okula filan gitmezdim. Kendime zaman ayırırdım. Kredi Yurtlar Kurumu öğrenci yurdunda kaldığım için gece gündüz kendime zaman ayırırdım. Düzenlemeyi önce zihinsel olarak yapardım. Özünde enerjimi ve zaman yönetimimi tekrar kontrol altına almam bir haftayı bulurdu. Ve sonra sedefimde düzelmeler başlardı.

Evlenmeden önce eşime dediğim tek şey vardı. Bu hayatta bir saniye bile benden kaynaklanmayan nedenlerle mutsuz olmak istemiyorum demiştim. Çünkü o bir saniyeyi geri getirecek bir şey de yoktu. Nasıl geri getirilebilirdi ki? Getirilemiyorsa o anı yaşama otonomisi bize verilmeliydi.

Zaman ve enerji yönetimini hayatımın odağına aldım. Bunu etkileşim yaklaşımı ile bağdaştırdığım da kaliteli önceliklendirmeler yapmaya başladım.

Yani kişisel zaman dilimimizde elimizdeki enerji ile belirli bir etkileşim kurabiliriz.

O zaman etkileşim kuracağım şeyler neler olacak?

Bunu belirlemek çok zor. Hele ki insanı bu kadar fazla etkileşime maruz bırakan teknoloji ile bu mümkün müydü? Çoğumuz şimdi telefonumuzun günlük kullanım süresine baktığımızda bunun cevabını alacaktır.

Çok fazla dışsal şeylerle etkileşiyoruz. Hatta o kadar çok etkileşiyoruz ki kendimizle etkileşmeye zaman bulamıyoruz. Çünkü modern yaşam anlayışı kişiyi kendisi ile etkileşime kapattı ve kişiyi kendinden uzaklaştırdı. Bu nedenle eve geldiğinizde hemen televizyonu açıyoruz ve yolda bir yere giderken bile hemen kulaklığı takarak sınırsız bir müzik dünyasına dalıyoruz. Bunu bilinçli de yapmıyoruz. Farkında değiliz ve değişiyoruz.

Çünkü insanın kendi ile baş başa kalması kişiye kendi hakkında bilgisi yok ise ızdırap verir. Canını acıtır. Bu nedenle hep birilerini stolkluyoruz. Onların duvarlarında geziyoruz. Kendimiz üzerine o gün için düşünmemeye çalışıyoruz.

Buraya kadar yazıyı okuyarak bana eşlik eden kişilere buradan sonra 3 haftalık tatil zamanını değerlendirebilmesi için kendi bağlamına uygun nacizane önerilerimi sıralayacağım. Yani buradakileri kensin yapmalısınız diye bir şey yok. Hiçbirini yapmayabilirsiniz. Sonuçta hayatınızda verdiğiniz ve vermediğiniz kararların sorumluluklarını alacaksınız. Bu yazdıklarım kaliteli bir hayat yaşamak isteyen bir kişinin minimum ücretlerle yapabilecekleridir.

1. Kitap Okuyun

Belki de en ucuz ve yapılabilir şeylerden birisi bu. Çünkü üniversite öğrencisiyseniz evinizde okumadığınız bir kitap vardır. Onu alın o tozlu yerinden ve okuyun. 21 günde en az 7-8 kitap okuyabilirsiniz. Kitaplar konusunda çok fazla yazmayacağım. Blogumu okuyanlar bilir kitaplara ayrı bir önem veririm. Daha önce hemşirelik öğrencileri için yazdığım Hemşireler İçin Verimli Kitap Okuma Taktikleri adlı yazımı 8 dakikada okuyarak bu konuda uzun uzadıya verimli kitap okuma yaklaşımı edinebilirler.

2. İnternet

Elimizdeki akıllı telefonlar artık zihnimizin bir uzantısı gibi olmaya başladı. Çünkü karar alırken onları uzun süreli hafıza gibi kullanmaya başladık fakat uzun süreli hafızanın farklı bir çok özelliğini hala taşımıyorlar.

Şuan bir hemşirelik öğrencisi ilgisi odağında bir konuyu 3 hafta süresince sadece internet üzerinden günlük yaklaşık 4-5 saatini harcayarak ve aynı zamanda derin öğrenmeye odaklanarak iyi bir derecede öğrenebilir. Örneğin, bir arkadaşımdan devamlı Dijital Hemşire web sitesini kurmasını istiyordum. Kurunca da üzerinde değişiklikler yapılması gerekiyordu. Hep rica minnet ediyordum. Sonra ona ‘bana web site yapmak ile ilgili okuduğun şeyleri gönder’ dedim. Onları emdim ve 2-3 hafta içerisinde iyi bir şekilde site kurabilme becerisi kazandım. Bu bana hep faydalı oldu.

Yani siz de bir konuda o konu ile ilgili ulusal ve uluslararası alanda verilen bir dersin slybusuna bakarak temel düzeyden en iyiye doğru bir spekturumda bir şeyler öğrenebilirsiniz. İnternet bunu yapmanız için en uygun bir yer.

Hardvard Üniversitesi’nden daha önce aldığım bir online eğitim ile ilgili yazdığım Harvard Üniversitesi’nce Verilen ‘Öğrenmenin Liderleri Adlı Kursundan Notlarım yazımı okuyabilirsiniz. Online eğitim almak çok kolay bunu internet sayesinde dünya standarlarında rahatça alabilirsiniz.

3. Güncel Haberler ve Medyadan Kaçının

İnternet bildirimlerinizi kapatın. Güncel medyayı takip etmeyin ve mümkünse gereksiz konuşmayın. Evet.. Her konuda yüzeysel bilgi ile konuşabilirsiniz. Kaliteli bir etkileşim olmayacaksa buna değer mi diye düşünebilirsiniz. Bu konuda çok sert prensiplerim var. Yolda yürürken bir gazete parçası görsem hemen arkama bakmadan ters yöne koşuyorum 🙂

Kısaca size fayda vermeyen, üzerine enerjinizi emen her şeyden uzaklaşın. Reklamcılık camiasının içinde bir söz vardır. Biraz hazmetmesi zordur. Derler ki: Bir şeyi ücretsiz kullanıyorsanız satılan sizsinizdir. Yani internet gazeteleri ücretsiz, basılı gazete 1.5 TL, dergiler 10 TL ve kitaplar 20 TL bandında.. Sanırım verdiği değerle ücreti orantılı artıyor.

Ben de sizden biriyim. Sizin gibi hemşirelik bölümü bitirdim. Bu bölüme isteyerek veya istemeyerek gelmiş olabilirsiniz. Fakat kaliteli bir hayat yaşamak için yapmanız gerekenler işiniz ile hobiniz arasında bir bağ kurabilmek.. Yine bu konuda yazdığım OTAKU Sahibi Hemşire Olmak adlı bir yazım size faydalı olacaktır.

Yazdıklarım size emeğiniz orantısında nelere ulaşılabileceği konusunda fikir verecektir.

Ayrıca 2020 yılına girdiğimiz ilk gün yazdığım Hemşirelik Camiası Mensuplarının 2020 Yılından Beklentileri Üzerine bir yazım var. 2020 yılı istediğiniz gibi geçmiyorsa bu yazıyı bir okuyun. Ve hayatınız üzerine düşünün.

Aşağıya daha önce yazdığım bu süreçte size faydası olacağını düşündüğüm diğer diğer yazılarımı iliştiriyorum. Üzerlerine tıklayarak okuyabilirsiniz. Benim hakkımda fikir edinmek için yeterli olmasa da en azından bir hissiyatınız oluşur.

Bizi Facebook ve LinkedIn gruplarımızdan bizi takip edebilirsiniz. Yorumlar bölümüne ise düşüncelerinizi paylaşırsanız karşılıklı bir diyalog oluşturabiliriz.