ankara escort

gaziantep escortseks hikayeleri

gaziantep escortgaziantep rus escort

https://206.189.84.179/ akurat77 pg slot okay138 daun77 daun77 daun77 daun77 daun77 mulus99 mulus99 https://spvetbd.com/ meriah96 mulus99 tiger178 hokqbet88 hokqbet88 hokqbet88 hokqbet88 akurat 77 https://103.117.57.236/ http://103.172.204.175/ https://104.248.157.40/ https://103.52.115.116/ kuda77 kuda 77 https://195.35.14.131/ rajaolb388 klik388 legend78 mulus99 hokqbet situs toto daftar togel
Genel

Demans ve Alzheimer Tanısı İle İzlenen Hastalara Hemşirelerin Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır?

Yaşlılık, organlar ve sistemler üzerinde zamanın ilerlemesi ile meydana gelen, biyolojik kapasitenin ve organizmanın verimliliğinin azalması ile devam eden bir süreçtir.

Yaşlanan toplumlarda büyük bir sağlık problemi olarak karşılaşılan demans 65 yaş ve üzeri bireylerde % 5 oranında, 80 yaş civarında % 20 oranında görülmektedir. Dünyada 2001 yılında 24 milyon olarak tahmin edilen demanslı hasta sayısının 2050 yılında 81 milyona yükselmesi beklenmektedir. Demans, kronik ve genellikle ilerleyici olarak bellek ve entellektüel kapasitenin azalması ile bellek, konuşma, algılama, hesaplama, yargılama, soyut düşünme ve problem çözme gibi bilişsel işlevlerden en az ikisinde bozukluk olması ile karakterize bir tablodur.

Demans oluşturan en sık nedenlerden biri % 50-60 görülme sıklığı ile alzheimer hastalığıdır. Alzheimer hastalığı ilk kez 1907 yılında bellek kaybı, konuşma yeteneğinin bozulması, paranoid belirtiler ve delüzyonlar ile tanımlanmıştır ve nöropatolojisinde nörofibriler yumaklar ve senil plaklar yer almaktadır. Demans ve demansın en sık görülen tipi Alzheimer hastalığının risk faktörleri arasında ileri yaş, kadın cinsiyet, düşük eğitim seviyesi, ailede öykü, kafa travması öyküsü, vasküler olaylar, alüminyum, elektromanyetik alan sayılmaktadır. Alzheimer hastalığı ileri yaşlarda başlar ve hangi yaşta başlarsa başlasın klinik ve patolojik olarak benzer bir seyir izlemektedir.

Demans ve Alzheimer tanısı ile hastaneye yatan ve hemşirelik bakımı alan hastaların disiplinler arası boyutta bakıma ihtiyaçları vardır. Bakımdaki ilerlemelere rağmen yaşlı hastalarda bilişsel gerileme, işlevde azalma ve zorlu davranışlar ile mücadele etme durumları izlenmektedir. Bu hastaların yaşam kalitesi de önemli ölçüde azalmaktadır. Bu önemli ve ilerleyen sağlık sorunu,  bireyi, aileyi ve toplumu etkilemektedir. Zorlukların,  sıkıntıların belirlenmesi,  tedavi planının hazırlanması, yaşam kalitesinin geliştirilmesine yönelik yapılan çalışmalar hemşirelik bakımının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Alzheimer ve demans gibi bilişsel gerileme gösteren ve birbirleri ile örtüşen özelliklere sahip kognitif hastalıkların takip edilmesi ve tedavilerinin desteklenmesi hemşirelerin görev sorumlulukları arasındadır.

Hemşirelik girişimlerinin demanslı ve Alzheimer hastaları üzerindeki amacı hastanın optimal bilişsel işlevini sürdürmesine yardım etmek, fiziksel güvenliğini sağlamak, anksiyete ve ajitasyonunu azaltmak,  iletişimi iyileştirmek, bağımsızlığını ve özbakım aktivitelerini desteklemek, sosyalizasyon gereksinimlerini karşılamak,  yeterli beslenmeyi sağlamak, uyku bozukluklarını gidermek, aileye destek olmak ve eğitmek olarak belirtilmektedir.

Helvik ve arkadaşları 52 ay boyunca süren, toplam 932 hastayı kapsayan, alzheimer ve demans hastalarının günlük kişisel aktivitelerinin incelendiği bir çalışma yapmışlardır. Çalışmanın sonuçlarına göre; zamanla demanslı hastaların kişisel günlük aktivitelerini gerçekleştirmekte zorlandıkları ve kendilerini kontrol etmelerinin güçleştiği belirtilmektedir. Günlük yaşam aktivitelerinin kötüleşmesi demansın derecesinin de arttığını göstermektedir. Bu gözlemler doğrultusunda bakım vericilerin işlevselliklerini arttırmaları,  huzur evinde yaşamakta olan bireylerin günlük yaşam aktivitelerine katılımlarını arttırmaları üzerinde durulmaktadır.

Bilişsel hastalıkların etkisi ile görülen, agresif davranışlar, ajitasyon ve korku içeren davranışlar gece ve günün ilk saatlerinde sık sık görülmektedir. Deneyimli hemşireler bu durumun farklında oldukları için genellikle sevecen bir şekilde yaklaşıp hastaya sakin cevaplar vermektedirler. Hasta ile çok fazla iletişime geçmek aksiyeteyi ve çevreye zarar verme eğilimini azaltmaktadır. Alzheimerda da görülen konfüzyonlar, psikotik durumlar, şiddetli ve agresif davranışlar aile ve hemşire üzerinde etkili olmaktadır. İletişim kuramayan ve kendine bakım verebilme yeteneğini kaybetmiş hastalar ile iletişim kurmak hemşireler için oldukça zordur. Hemşireler bakım sürecinde ve hastaya müdahale durumlarında, iletişim becerileri ile ilgili problemler yaşadıklarını dile getirmektedirler.

Demanslı bireylere bakım veren kişilerin bakım sürecinde birçok sorunlarla karşılaşıldığı bilinmektedir. Bakım veren kişiler bilgi eksikliği, aile içi destek ağının yetersiz olması destek alabilecekleri kişi/kurumların olmaması gibi nedenlere bağlı olarak karşılaştıkları sorunlarla baş etmede yetersiz kalmaktadır. Bakım veren kişilerin karşılaştıkları sorunlara yönelik olarak eğitim toplantılarının planlanması ve uygulanması bakım veya danışmanlık hizmeti verecek kurumların oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Oluşturulacak bu planlamaların yaşlı bireylerin daha kaliteli hizmet almasını sağlamasının yanı sıra aile bireylerine de destek olabilmesi nedeniyle kişilerin sorunlarla baş edebilmelerini kolaylaştıracağı düşünülmektedir (7).

Sonuç olarak; hastalık süresince hemşirelerden beklenen hastaların sözlü ve sözsüz ifadelerini anlamaları, gereksinimlerini tanımlamaları, doğru araçları seçmeleri ve uygun bakım vermeleri ve bakım verenlere tanı, tedavi, bakım ve hastalığın tüm evrelerinde destek olmalarıdır. Bu nedenle hemşirelerin konu hakkında güncel ve pratik bilgilere sahip olması ve bu bilgilerle bakımı yönlendirmesi önemlidir. Hasta bakımında temel hedefler; hastanın fonksiyonelliğinin korunması, engelinin azaltılması, stabilitenin sürdürülmesi için çevre ve ilişkilerin düzenlenmesi, hastalık nedeniyle oluşan kayıpların kompanse edilmesi, hastanın bireyselliğini koruyacak ve yaşam kalitesini sürdürecek terapötik ortamın sağlanmasıdır. Bu doğrultuda hemşireler hasta bakımını önemli ölçüde sağladıktan sonra hasta yakınlarını bilgilendirip onları desteklemelidirler. Çünkü uzun süreli bakım gerektiren hastalıklar oldukları için hastanın evde bakımının da sürdürülmesi gerekmektedir. Bakım vericilere bakım süreci, hasta ile iletişim kurma gibi temel gereksinimler konusunda bilgi verilmelidir.

Yazar Hakkında

Behice Belkıs Çalışkan

Aydın Üniversitesi Hemşirelik Bölümü Araştırma Görevlisi

Yazı ile ilgili düşünceni belirt